03
Ocak 2020 tarihinde Süleymani ABD tarafından bir suikast ile yok edildi. Bir
mermi yerine Füze ile vurulması, diğer örgütlere gözdağı verilmesi açısından da
önem taşıyor. Diğer açıdan ABD acımasız olacağının sinyalini veriyor. Süleymani,
İran’ın Gizli Milis Kuvvetleri Komutanı imiş. Afganistan, Irak ve Suriye’de
katliam olaylarına imza atan kişi olarak tanınıyor. Konu hakkındaki çok fazla
haber akışı kafaları karıştırıyor
ama bunları tarayarak benim vardığım sonuç şöyle: Irak ve Suriye’de tam kontrol sağlayamamanın verdiği hırs ABD’yi kovboy tarzı bir çözüme itti. Trump’tan habersiz yapıldığı iddiası ise yabana atılmamalıdır. Konu yine Akdeniz ve dünya egemenliği, tabi ki aktörler ABD derini ve karşısındaki Çin ve Rusya…
ama bunları tarayarak benim vardığım sonuç şöyle: Irak ve Suriye’de tam kontrol sağlayamamanın verdiği hırs ABD’yi kovboy tarzı bir çözüme itti. Trump’tan habersiz yapıldığı iddiası ise yabana atılmamalıdır. Konu yine Akdeniz ve dünya egemenliği, tabi ki aktörler ABD derini ve karşısındaki Çin ve Rusya…
ABD’nin
bir kanadı, çıkarmak istediği Kıyamet Savaşının aygıtı olan Şii-Sünni çatışması
için İran ve karşısında Suud-BAE ikilisini görmek istedi ve ta Clinton
döneminden beri Süleymani bu amaçla desteklendi. Bir taraftan da İsrail
tarafından ayartılan Suud ve BAE Prensleri sayesinde karşıt cephe oluşturuldu,
DAEŞ piyasaya sürüldü. Süleymani Daeş’in üzerine salınarak Şii-Sünni çatışması
ateşlenmiş olacaktı. Bu yüzen ABD derini Süleymani’nin büyümesi için bölgede
gizlice alan açtı. Ama görüldü ki Süleymani artık asıl ilişkilerini Çin ve
Rusya ile yapıyordu. Bu bilgi bizi tekrar Çin’in büyük projelerine götürüyor,
İpek Yolu ve Akdeniz dengeleri. Daha net söylersek, Akdeniz’in Süleymani
sayesinde elinden kaydığını gören ABD derini çaresizlik ve öfke içinde
Süleymani’nin sonunu hazırlayan planı, Trump’tan habersiz (!) uygulamaya
koyuyor. Plana göre İran’la Suud arasında yakınlık kurmaya çalışan ve bu amaçlı
bir mektup taşıdığı iddia edilen Süleymani’yi, Irak Başbakanı CIA emri ile
toplantıya çağırıyor yani istemeden suç ortağı oluyor. ‘Süleymani geleceğin İran
Cumhurbaşkanı olacaktı’ haberi doğru dersek, ABD şahinlerinin kovboy tarzı
çözüme gitmesi kaçınılmazdır. Ancak Şii ve Sünnilere oynanan ‘Tavşan kaç, tazı
tut’ oyunu şimdilik sekteye uğradı diyebiliriz, çünkü oyunun bir tarafı çöktü.
Cinping ve Putin’in sakinliğine bakarsak ABD, İran’la gizli işbirliği şansını
yani Şii kartını kaybetti. Belki de ABD fevri olarak kendi içindeki oyunlara
yenik düştü, bunu zaman gösterecek. Kullandığı bir aygıtı yok etmesi, hatayı
zımnen kabullendiği anlamına gelir, ama hatadan döneceği anlamına gelmez…
Özetlersek,
ABD Evangelistleri ile İsrail Siyonistlerinin inançları ortaktır, ateşlemek
istedikleri kıyamet savaşının Şii aktörü olarak Süleymani’yi, karşıtı için de
Suud ve BAE destekli Daeş’i seçmişti. Süleymani’nin Suud mektubu taşıması
iddiası bu planı bozmuş olmalı. Rusya ve Çin Süleymani’yi ellerinden alıp bir
de Cumhurbaşkanı yapmak isteyince kalemi kırıldı ve infaz edildi, İran da 6 gün
sonra füzeyle karşılık verdi, görünen bu…
Bu
olayla, ABD vahşeti ile itibar kaybetmiş ama korku salmıştır, bölgedeki terör
grupları ABD’ye daha itaatkâr da olabilir, Çin ve Rusya’ya bağlı olarak
güvenilmez de gösterilebilir. İran bölgede zayıflamış ama içeride güçlenmiştir,
artık içeriden karıştırmak zor. Şimdi ‘İpek Yolu’ - ‘Şii Hilali’ - ‘Savaş’
arasında net bir tercih yapmaya mecbur bırakılmıştır. Savaşmak istemediğini
söyledi, Şii kartı da bu infazla zayıfladı, geriye tek seçenek kalıyor. Rusya
Suriye’de tek patron olmuştur. Suud-BAE ikilisi şaşkındır. Türkiye arabulucuk
yapamayacağını açıkladı, kargaşadan dolayı Libya’daki işi nispeten daha
kolaydır, Avrupa’nın karışması da zor, çünkü Rusya orada…
Bu
mesele çok konuşulacak ve en geç bir hafta içinde zihinlerimiz çarşamba
çanağına dönecek. Yaygın kanaat kimden yana evrilirse evrilsin, hatırlamamız
gereken tek bir şey var: Biz taraf olmak zorunda değiliz. Çıkarlarımızı
korumaya devam etmekle birlikte, muhtemel bir İran-Suud (ya da vekilleri)
çatışmasının (Mezhep Savaşlarının) ancak yatıştırıcısı olabiliriz, tarafı
olamayız. Batının sosyal medya aracılığı ile bir tarafa çekme projesine karşı
uyanık olup ordumuza ve diplomatlarımıza birlik olarak destek vermek, gelecek
nesillere olan borcumuzdur…07.01.2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder