Günümüzde ülkeler farklı farklı şekillerde yönetilmekteler. Yönetim şekli
olarak bakıldığında; Hem cumhuriyetiniz hem demokrasiniz olabilir (Fransa),
Cumhuriyet vardır demokrasi yoktur (Çin), Cumhuriyet yoktur demokrasi vardır
(Birleşik Krallık), farklı cumhuriyetlerden oluşan bir federasyon olabilirsiniz
(Rusya Federasyonu), cumhuriyet olmayan demokratik devletlerden oluşan bir
federal devlet olabilirsiniz (ABD), ne cumhuriyet ne de demokrasi vardır (Suudi
Arabistan), hiçbir şeyiniz yoktur (Afganistan, Suriye, Libya).
Bunların içinde en ilginç olanı dört adı olan devlettir. İngiltere, Büyük
Britanya, Birleşik Krallık veya İngiliz Milletler Topluluğu, hepsi de aynı
merkezden farklı şekilde yönetiliyor. İngiltere, Galler ve İskoçya Büyük
Britanya’yı, Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı, Birleşik
Krallık ve 54 başka ülke İngiliz Milletler Topluluğunu oluşturuyor. Bu 54
ülkenin içinde Avustralya, Kanada, Pakistan, Yeni Zelanda, Hindistan, Singapur,
Malezya, Güney Afrika gibi ülkeler bulunuyor, bu ülke vatandaşlarının
İngiltere’de bazı hakları var, anlamak biraz güç. Birleşik Krallığın bilinen
bir yazılı anayasası yok deniyor ama Kraliyet ailesinin iç tüzüğü aslında bir
anayasadır, sadece dünyaya öyle tanıtılmıyor, yoksa bu kadar geniş toprakların
ezbere kişi hafızasıyla yönetilmesi düşünülebilir mi?
Kanada örneğine bakarsak; Seçmen olmak için bile adli sicilinize bakılıyor.
Yazılı bir anayasası vardır, ama tepeden inme olduğu için halk yenisini yapmak
istiyor. Hükümet seçilmiş meclisten çıkıyor yani Başbakan Meclise karşı
sorumludur. Meclisin üstünde atanmış bir senato, onun da üstünde İngiltere
Kraliçesini temsil eden bir Vali bulunuyor. Meclis kararları önce senato, sonra
da Vali tarafından onaylanıyor. Bu şu demektir; Hiçbiri Kraliçe’ye aykırı işlem
yapamaz, Kraliçe mutlu değilse kararınızı gözden geçirmek zorunda kalabilirsiniz.
Bu durumda Birleşik Krallıkta, “Genel politikayı Kraliyet belirler, meclisler
ve hükumetler içini doldurur.” desek yanlış olur mu? Yanlışsa atanmış senato ve
vali niye en tepededir? Kanada Meclisi bir gün “Biz özgürüz, atanmış senato ve
vali istemiyoruz” diyebilir mi? Öyleyse Kanada Başbakanı ile Londra Belediye
Başkanı arasında ne fark vardır? Yine de seçim bitince herkes kendi işine
bakıyor, meseleler mecliste görüşülüyor, çalkantı olacaksa orada oluyor.
Anayasal Monarşi ya da Monarşik Demokraside durum demek ki böyle…
Başka bir demokrasi örneği ise ABD’dir. Başkan, Eyalet Valileri, Meclis ve
Senato seçimle işbaşına gelir, seçilenler seçene karşı sorumludur, kontrolü
yine seçmen yapar. “Kontrol ve Denge” kuralı geçerlidir. Yasama, yürütme ve yargı,
federal ve yerel olmak üzere iki türlüdür. Yazılı olana göre herkes eşittir,
istediğiniz kadar zengin olabilirsiniz, çok fazla özgürlüğünüz vardır, herkes
devlet başkanı olabilir, ırkçılık yapılamaz, devlet herkesi korur, yargı
herkese eşit davranır vb. uzatılabilir. Gerçekte ise, her zaman para iktidar
olur, Anglosaksonlar Başkan olur, beyazlar daha eşittir, düşünce kuruluşu
(tarikat) üyesi değilseniz siyaset yapamazsınız, savaşmak ve savaştırmak
devletin ana temasıdır, paranız kadar eğitilirsiniz, paranız kadar tedavi
olursunuz, paranız kadar adalet alırsınız. Yine de seçim bitince herkes işine
bakıyor, varsa meseleler mecliste ve senatoda görüşülüyor…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder