![]() |
Boyabat Hükumet Konağı-2019 |
Devlet, kurumlarıyla vardır ve vatandaşa
kurumlarla dokunur. Kurum ne kadar kişisellikten uzak olursa Devlet o kadar çok
hissedilir olacak, o kadar ön plana çıkacaktır. Öyleyse devletin simgesel
aynası olan kurumların iyi bir kimliği olmalıdır. Binaları vücut, mimarisini
elbise, makamları uzuv ve çalışanlarını da hücreler gibi düşünebiliriz.
Devletle işi olan vatandaşın ilk teması görsel olduğundan, Devletin elbisesi,
yani mimarisi ve etiketi yani markası ona bir şey ifade etmeli, saygı
uyandırmalıdır, bu konuda yapılacak yatırımlar asla israf olarak adlandırılamaz…
İmar, medeniyetin görünen boyutunu oluşturmak,
kolektif hafızayı ayakta tutmak ve bunu gelecek kuşaklara taşımak gibi bir göreve
sahiptir. Büyük medeniyetler kendilerini anlatan mimari yapılar bırakarak hem o
dönemi anlatmakta hem de hafızaları canlı tutmaktadırlar. Bu tür ifadesi olan
yapılara “kimlikli yapılar” diyebiliriz. Örneğin, eski Kayseri Lisesi ve Sivas
Kongre Binaları küçük te olsalar birer örnek sayılabilir. Biri eğitim
seferberliğini, diğeri milli mücadeleyi ifade ediyor. Ancak Dolmabahçe Sarayı
çok güzel ve görkemli olsa da bizi yansıtmıyor, mimarisinde başka bir mesaj
gizli…
Oysa 1970-1980’lerde diktiğimiz binalar tam bir
garabet. On binlerce kibrit kutusunu bina zannettik ve milli serveti heba
ettik. Ne mimariden, ne tarihten, ne de estetikten nasibini almış, hiçbir
kültürün izini taşımıyor, ucuzluk ve sıradanlık hissi veriyor. Devletin
simgesel uzantısı olan kamu binaları ise, bütçe vb. sorunlardan dolayı ucube
halde olabildiler. Polis Karakolları ve Sağlık Ocakları geçmişte gecekondu ve
apartman giriş katlarına girdi, bu şekilde “Devlet İmgesi” zarar gördü, inkâr
edemeyiz...
Kurum levhalarımız Orhun Kitabeleri gibi uzun:
90’lı yıllarda misafir bir Alman teknisyen yol üstündeki bir levhayı sormuştu.
Levhada “Falanca Valiliği, İl Emniyet Müdürlüğü, Falanca İlçe Emniyet Amirliği,
Falanca Trafik Denetleme İstasyon Amirliği” gibi uzunca bir şey yazılıydı.
Tercüme edince: “Niye kısaca ‘Polis’ yazmamışlar” deyip gülümsemişti. Yine,
“MSB, ASAL Dairesi, Falanca ASAL Bölge Başkanlığı, Falanca Askerlik Şube
Başkanlığı” şeklindeki bir levha, kurumu gölgeleyip makamı ön plana çıkarır ya
da kuruluş-bağlantı şeması olur. Gelişmiş ülkelerde kamu levhaları kısa ve
makamsızdır: “Politzei” (Polis), “Post” (Postahane), “City Hall” (Hükumet
Konağı), “State Railways” (Devlet Demiryolları). Bizde de “Hükumet Konağı”,
“Polis Evi”, “Askerlik Şubesi” ve “Kayseri Lisesi” doğru yazılmış etiketlerdir
çünkü yalnızca kurumu ifade etmekte, kimin idare ettiği ve kime bağlı olduğu
levha konusu değildir…
Kurum dış levhaları kurumun vatandaşa yönelik
etiketidir ve yöneticisinin başkan, müdür, amir veya şef olması dış levhanın
konusu olamaz. Bunlar iç levhalarda gösterilir ve yön levhaları ile oda / makam
girişlerinde belirtilir. Kurumsal aidiyet vurgusu için dış levhalarda yalnızca
amblem, kurum ve yer ismi olmalıdır: “Ziraat Bankası” altında “Talas”
örneğindeki gibi “Hükumet Konağı” altında “Talas” ya da “Polis” altında “Talas”
şeklinde kısa ve sade olmalıdır, çünkü bu sadelik kurumsal bakış açısının ve
markalaşmanın önünü açacaktır…
Ekim 2019 ayı içerisinde inşaatı halen devam
etmekte olan Sinop-Boyabat Hükumet Binasını gördüm. Binanın ön girişi üç kat
yüksekliğinde boş bırakılmış ve yaklaşık 10’ar metrelik iki sütun eklenmiş,
aralarına birkaç basamak merdiven konarak bina girişi yükseltilmiş, genel
olarak ta eski Safranbolu konağı havası verilmiş ve harika olmuş. Yüksek
tavanlı bir giriş “yücelik duygusu” uyandırmaktadır. Ucuz kooperatif binasını
andıran hükumet binalarına “yeter artık” diyen Boyabat Hükumet Konağı Projesini
yapanları ve onay verenleri kutlamak gerekiyor. Umarız diğer il ve ilçelere de
ilham verir. Hükumet Binası eski bir yurt binasını andıran Talas’a da böyle bir
bina yakışır mı yakışır…
Özetle: Bu kapsamda yapılacak bir “21. YY. Kamu
Mimari Projesi” yarışması zihinlerde bir reform uyandıracağı gibi Türkiye
imajını da olumlu yönde değiştirecektir. Böyle bir projenin uygulanması ile
kurumlar markalaşıp devletin imgesel gücü arttığında ise aidiyet duygusu da
yeni bir boyut kazanacaktır. Dahası bu mimari eğilim kendiliğinden özel sektöre
de yansıyacaktır… 13.10.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder