9 Eylül 2019 Pazartesi

Güney Doğu Asya

Mart ve Nisan aylarında iki ay süreyle Güney Doğu Asya’da idim. Tayland, Endonezya ve Malezya ülkelerinde dolaşarak yaşamın içine girmeye çalıştım. Farklı bir yer, farklı bir kültür, farklı bir iklim ve sonucunda farklı insanlar, düşüncelerinizi de değiştiriveriyor…   
Hazırlıklı olmama rağmen bozuk hijyen ve alışık olmadığım yiyecek nedeniyle biraz rahatsızlık yaşadım. Bünyemiz oradaki bazı ot ve gıdalara uygun olmadığı gibi Tayland’da tavuk eti görünümünde kertenkele yemek işten bile değil. Kavgasız, stressiz gülümseyen insanlar hayatı bir başka kılıyor. “Herkese gülümsediğimiz için sömürge olmuştuk” diyen de çıkıyor. Budist, Hindu, Müslüman ve Hristiyanlar ile ateist Çinliler bir arada yaşıyor. Herkes birbirinden bir şeyler almış, iç içe geçmişler. Böylece Endonezya ve Malezya giyimleri ne kadar mutaassıp görünürse görünsün zihinleri hiç te öyle değil, hatta sosyal ortamda bizden daha modern düşünüp davranabiliyorlar. Kadının iş gücüne katılım oranı bizden daha yüksek diyebilirim...
Malezya, alt yapısı ve yatırımları ile bölgeye lokomotif olma yolunda ve 100 Bin USD ile vatandaşlık satın alabilirsiniz. Yatırım o kadar çok ki bunu yalnızca ülke ekonomisi ile gerçekleştirmeleri çok zor. Endonezya G20’de ilk 5’te gözüküyor, refah seviyesi düşüklüğüne bakınca bu biraz şaşırtıcı duruyor. Bunu milli gelirin halka yansımaması olarak algılayabiliriz. 1.000TL Tayland’da 5.550 THB, Endonezya’da 2.500.000 IDR, Malezya’da 700 MYR ediyor. Asgari ücret Tayland’da 1,400 TL, Endonezya’da 500-1.400 TL arasında değişken, Malezya’da 1.400 TL civarında. Kur farkı zihinleri yanıltabilir ancak GD Asya-Türkiye asgari ücret ve otel fiyatları birbirine benzemiş durumda. Gıda bizim kadar bol değil ve pahalı çünkü ithal. Hizmet fiyatları ise iki yıl önce daha düşüktü şimdi yaklaşık olmuş. Aradaki benzerliğe bakınca sanki bir el Avrasya ücret ve fiyatlarını eşdeğer yapmaya çalışıyor ve hizmet sektöründen başlamış gibi hissettim. Bunun küresel bir çaba olabileceği aklıma geldi…
Bürokrasideki en büyük sorun ise yozlaşma ve rüşvet. Malezya’da “Yolsuzlukla Mücadele Kurumu” levhası gördüm. Hava, su ve çevre kirli, insanlar maskeli. Binlerce mobilet dar caddelerde duman atıyor ama stres ve kaza yok. Üçünde de sosyal güvenlik çok zayıf. Özel sektörde emekli aylığı yok. Sağlık sektörü bize göre çok zayıf. Eczane ise tane ile ilaç veriyor ve eve getiriyor, yani bizden ileride. Yerel dil bilmiyorsanız iş kurmak biraz zor. Diğer tüketim mallarında Çin’le yarışmak çok zor ama Türk gıdasının pazar bulması mümkündür. Çin gıdası Müslümanlara uymuyor çünkü helal değil. Pazar büyük, 300 milyon gibi bir Müslüman tüketiciden bahsediyoruz. Pirinçten başka bir şey yetişmiyor desek doğru olur. Müslümanlar seyahat için Türkiye’yi Avrupa’dan daha çok seviyorlar, sorduğunuzda “Modernlik ile helal, çeşitli ve leziz gıda ve de umumi tuvalete kolayca ulaşmak sadece Türkiye’de mümkün” diyorlar. Bu da turizmde bizim avantajımız…
Yeni Dünya Düzeni için konuşulan ancak tehlikeli bulduğum ve kadın-erkek eşitliğinden ayrı olan “Cinsiyet eşitliği” kavramı sanki orada daha fazla benimsenmiş. Bunun kadın-erkek eşitliğinden farklı olduğu araştırılınca görülecektir. Kripto (Dijital) para için atılan adımlar çok daha belirgin. Cep telefonu ile sanal ödeme yapmak oldukça yaygın. Malezya’da Siber Şehir anlamına gelen “Cyberjaya” diye bir şehir bile kurmuşlar, geleceğe hazırlanıyorlar…
“Doğunun Çin ile yükselişi” yaklaşımı doğru mu desek, doğru gibi duruyor. Bölge ekonomisi tamamen Çinli yatırımcının kontrolünde yürüyor, dolayısı ile Çin bölgede etkili. Bu yüzden Yeni Dünya’nın fiziki temelinin “İpek Yolu” ile doğuda atıldığını düşünmek yanlış olmaz diye düşünüyorum. Şu da bir gerçek ki, gelir seviyemiz ne olursa olsun, gıda, hava, su, satın alma gücü ve sosyal güvenlik açısından Türkiye’de yaşıyor olmak oraya göre avantaj. Bunu anlamak için biraz uzunca kalmak gerekiyor…
Sıcak, rutubet ve kötü gıdaya karşı hassas olmayanlar için gidip görülebilecek yerler. Coğrafya ve yaşam şekilleri ile mütevazı kişilikleri çok cezbedici. Vize gerektirmeyen bu ülkelere arkadaş grubu olarak ta gidilebilir. Bir tur şirketi ile gitmiyorsanız, yanınızda İngilizce konuşan bir kişi olmasını, gideceğiniz yerleri önceden çalışıp rezervasyon yapmanızı, bunun için cep telefonunuza bir seyahat uygulaması indirmenizi tavsiye ederim.
H. Ali YILDIRIM, 20.06.2019

Hiç yorum yok: